Bologna, İtalya’nın kuzeyinde bulunan Kızıl Şehir olarak da bilinen Avrupa’nın en eski üniversitesine de sahip olan şehir
Bologna Kızıl şehir ismini tarihi yapılarının yapıldığı tuğla malzemesinin pişmiş toprak renginden hem de şehrin sol siyaset tarihinden almakta. 12. yüzyılda yüzden fazla kuleye sahipmiş. Bu nedenle çoğu zaman o dönemin New York’u olarak anılmış. Aynı zamanda “Bolonez sos” adını bu şehirden almıştır.
Sahip olduğu Üniversite de Avrupa’nın en eski üniversitesi olarak bilinir. Dante, Erasmus ve Kopernik, Bologna Üniversitesi’nin ünlü öğrencilerinden bazıları.
Şehri kısaca 3 kelimeyle anlatacak olursak BİLMİŞ, KIZIL ve ŞİŞMAN (la dotta, la rossa, la grassa) olarak tanımlayabiliriz.
Bologna ve kapıları
Şehir M.Ö. 1000’de kurulmuş ve zamanla bir şehir olarak büyümüştür. 5. yüzyılda şehri korumak için surlar inşa edilmiştir. 11. yüzyılda daha fazlası eklenmiş 13. yüzyılda da şimdiki Bologna’nın tarihi merkezi olan yerin etrafına “La Circla” adlı son bir halka inşa edilmiştir.
Duvarların çoğu savaş ve genişleme nedeniyle yıkılmış fakat La Circla’nın bazı şehir kapıları hala duruyor. Bunlar bir zamanlar bir kaptan köşkü, kale, hendek ve asma köprüden oluşan büyük komplekslerin bir parçasıydı ve insanların şehre giriş çıkışlarını ve ithalatı kontrol ediyordu. Başlangıçta on iki tane varmış fakat bugün sadece on tanesini görebiliyoruz.
Mevcut on kapı Castiglione, Santo Stefano, Maggiore, San Vitale, San Donato, Mascarella, Galliera, Lame, San Felice, Saragozza’dır. Bologna geziniz sırasında şehirde bu kapıları görebilir bazılarının sapasağlam durduğunu bazılarının ise şehrin içinde kaybolduğunu ve şehirle bütünleştiğini görebilirsiniz. Hatta bazı yerlerde eskiden sınırı belirleyen duvar kalıntılarını da görebilirsiniz.
Bologna’nın Portikoları
Portik kelimesi üstü örtülü, önü sütunlu açık galeri anlamına gelir. Antik yapılarda revak olarak kullanılır ve genelde bir avluyu çevreleyen yarı açık alanlardır. Arka kısmı duvarla ya da dükkanlarla kapalı, üst kısmı ise tonoz, kubbe veya düz bir şekilde örtülü olabilir.
Portikolar belki de Bologna’yı en çok Bologna yapan elemanlardır. Geçtiğimiz aylarda 28 Temmuz 2021 tarihinde de UNESCO Dünya koruma listesine de girmiştir. Bologna’da nerde olursanız olun her yerde portikoları bulabilirsiniz. Bologna çoğunlukla yağmurlu bir hava durumuna sahiptir. Belki de bu yüzden her yerde portikolar var ve çoğu yere portikolar altından yürüyerek gidebilirsiniz.
İlk revaklar, ticari ve zanaatkarlık faaliyetlerinin genişletilmesiyle beraber özel binaların yüzey alanını genişletmek için tasarlanmış, 11. yüzyıla kadar da devam etmiştir. Sonraki yüzyıllarda, öğrencilerin ve profesörlerin Bologna Üniversitesi’ne gelmesi ve kırsal kesimden şehre gelen göçün neden olduğu güçlü nüfus artışından dolayı revakların sayısı katlanarak artmıştır.
On yüzyıldan fazla bir süredir revaklar, hem yerel halk hem de ziyaretçiler için bir buluşma noktası, toplanma ve sosyalleşme yeri olarak görülmüş ve kentin en belirleyici özelliklerinden biridir.
Bologna ve kanalları
Venedik’i kanallarıyla biliriz fakat Bologna’da da ilginç bir şekilde şehir içinde gizlenmiş kanalları bulabilirsiniz. 12. yüzyılın başlarında, Bologna’nın Reno ve Savena nehirlerine bağlanması için toplam 60 km’lik kanallar kazılmıştır. Bologna’da bilinen kanallar aşağıdaki gibidir.
Bologna ve Po nehri arasında navigasyon için oluşturulan Navile kanalı
Asıl amacı diğer kanallara su sağlamak olan Reno kanalı
Küçük kanallar için su temini işlevine sahip Savena kanalı
Su değirmenleri tarafından kullanılan Cavaticcio kanalı ve Moline kanalı
Bir zamanlar ipek şehriydi
Bologna aynı zamanda bir zamanlar ipek şehriydi. Yukarda bahsettiğimiz kanalların etrafında bulunun yapılarda su değirmenleri vardı. Yüzyıllar boyunca su değirmenleri çeşitli amaçlarla kullanılmış. Un öğütümünde, ipek üretiminde… Bologna’da ipeğin temizlendiği, büküldüğü ve bobinlere sarılma sürecini sanayileştirilmesi sağlanmış ve şehrin ipek şehri haline gelmesi sağlanmıştır.
Su çarkı ile çalışan bu değirmen, Avrupa’da buhar makinesinden önce bilinen en yüksek teknoloji olarak kabul edilir. Yabancıların erişemeyeceği fabrika evlerde bulunuyordu.
Bologna, Orta Çağ mimarisinin birçok örnekleriyle doludur. Gezip görülecek çok fazla esere sahiptir. Şehrin kendisi de çok iyi korunduğu için çoğu yer görülebilir. Bir sonraki yazımızda tarihi önemli yerler ele alınmaya çalışılacaktır.
Bu yazılar yazılırken yararlanılan kaynaklar:
Yazar: Mimar (Stu) Nihal Gezer
e-posta: nihalgezer11@gmail.com
Abone Listemize Kaydolun
inşaPORT Mail Aboneliği
Posta listemize abone olun ve e-posta gelen kutunuzda ilginç şeyler ve güncellemeler alın.
Abone olduğunuz için teşekkür ederiz.
Bir şeyler yanlış gitti.