Fütüristik Şehirler İklim Değişikliğine Dirençli Şekilde Tasarlanıyor
Değişen iklimin sonuçları olarak göçler başlamış bulunmakta. Ve bu göç olayları hükümetler için zor bir durum oluştururken, aynı zamanda miraslarımızın kaçınılmaz olarak kaybedileceği endişesi var. İskoçya gibi yerlerde, yükselen deniz seviyeleri antik sit alanlarını riske atarken, Pasifik’teki ada ülkelerinde de bu durum farksız değil.
Çevresel risklerin artması günden güne daha kaçınılmaz hale geldiğinden dolayı, dünya genelindeki şehirler, hem kısa vadeli şoklar hem de uzun vadeli baskılarla mücadele etmek için daha esnek mimari ve kentsel planlama biçimlerine dönüşerek geleceklerini garanti altına almaya çalışıyorlar.
Belçikalı Mimar Vincent Callebaut’ın projesi
Etrafımızdaki güzel okyanusların çöplerle dolu olduğunu bilmek üzücü ancak Belçikalı mimar Vincent Callebaut, okyanus çöpünü şaşırtıcı metropole dönüştürmeyi düşünüyor. Tamamen 3D baskılı hasat yosunları ve plastik atık malzemelerden, bu fütüristik okyanuslar yapılacak.
Bu binaların formları denizanası anatomisinden esinlenerek, geri dönüştürülmüş atık malzemelerden üretilerek, denizin derinliklerine 1.000 metreye kadar uzayan ve 20.000 adete kadar su kaynağını kolayca barındırabilecek yaklaşık 1000 kule inşa etmek için 3D olarak basılacaktır.
Mimar Vincent Callebaut’un “Lilypad” projesi
Mimar Vincent Callebaut’un “Lilypad” projesi, her yüzer yapının 50 bin kadar iklim mültecisine ev sahipliği yapacağı çok amaçlı ve Monako gibi bazı ülkelerin toprak genişletme ihtiyacını karşılamak üzere tasarladığı yüzen bir projesi.
Aleksandar Joksimovic ve Jelena Nikolic tarafından tasarlanan proje
Vincent Callebaut Architects tarafından yusufçuk kanadından ilham alınarak tasarlanan ‘’ Dragonfly’’ konsepti
Bu projelerinin ardındaki mimari konsept, azalan doğal kaynakları azaltan durumumuzu vurgulamak ve atıklarla dolu okyanusları temizlemek için uygun bir çözüm sunmaya çalışmaktır. Bu proje sadece plastik atıkların ve diğer zararlı malzemelerin okyanuslara dökülmesini önemsemeyen uygulamalarını durdurmayı amaçlamakla kalmaz, aynı zamanda deniz kirliliğini tersine çevirmek için mükemmel bir yol sunar. Suya batmış olan bu şehirler hem insanlar hem de doğal çevre için faydalı olacağı düşünülmektedir.