17 Ağustos Depremi’nin yıl devriyesinde. Geride yalnızca yıkım ve üzüntü bırakan önemli olaylar, genellikle hatırlanmak istenmez. Ancak, 17 Ağustos, afetlere karşı güvenli bir yaşam için sönen umutları yeniden canlandırmak, toplumumuza güven duygusunu yeniden kazandırmak ve depremle yaşamayı öğrenebilmemiz için, bize sorumluluklarımızı sürekli hatırlatması gereken bir tarih olacaktır.
Geçen 19 yıl içerisinde 2002 Afyon depremi, 2003 Bingöl depremi, 2010 Elazığ depremleri, 2011 Simav ve Van depremleri, 2014 Çanakkale depremleri, ülkemiz deprem aktivitesinin önemini bizlere sürekli hatırlatmaktadır.
Farklı büyüklüklerde yılda ortalama 25 bin depremin meydana geldiği ülkemizde, Ortalama olarak her yıl büyüklüğü 5 ile 6 arasında değişen en az bir deprem yaşanmaktadır.
Ülkemiz; depremlerde insan kaybı açısından dünyada üçüncü, etkilenen insan sayısı açısından sekizinci sırada.1900-2018 arasında 15 büyük deprem meydana geldi. Söz konusu depremlerde hayatını kaybedenlerin sayısı 83 bin 255 olarak kayıtlara geçmiştir,ülkemize maliyeti milyarlarca lirayı bulan depremler ülkemizde tüm afetlerin hemen hafızlardan silindiği gibi unutulup gidiyor.
YENİ DEPREM HARİTASI
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe girecek olan Türkiye Deprem Tehlike Haritası; en güncel deprem kaynak parametreleri, deprem katalogları ve yeni nesil matematiksel modeller dikkate alınarak çok daha fazla ve ayrıntılı veriyle hazırlanmıştır. Yeni haritada, bir önceki haritadan farklı olarak deprem bölgeleri yerine en büyük yer ivmesi değerleri gösterilmiş ve “deprem bölgesi” kavramı ortadan kaldırılmıştır, Bu bağlamda artık Gaziantep 2. Derece 3. Derece deprem bölgesi demek yanlış olacaktır.
“ANTEPDE DEPREM OLMAZ, ANTEBİN ALTI KAYA SÖZÜ” TAMAMEN SAFSATA;
Türkiye Deprem Tehlike Haritasının, Şehitkâmil ilçesinin batısı ile özellikle Nurdağı ve İslahiye ilçelerinde durumun çok vahim olduğunu bize göstermektedir. Bu bölgelerde yaşayan yaklaşık 200 bin insanımızın deprem açısından çok tehlikeli alanda yaşadığını hatırlatmak isterim.
Merkez üssü Fevzi paşa, İslahiye ve Nurdağından geçen Gaziantep merkeze 45-50 km uçuş mesafesinde olan Doğu Anadolu Fay Hattı, tarihsel veriler ışığında 7 ve üzerinde şiddetindeki bir deprem yaratacak potansiyele sahip. Bu büyüklükte bir depremin Gaziantep Merkezde yapacağı tahribatı düşünmek bile ürkütücü. Bölgemizde olan küçük ölçekteki depremler büyük depremin habercisi niteliğinde. ”Ancak antepde deprem olmaz antebin altı kaya” tabiri insanlarımızda ve yöneticilerde bir algı halini almış durumda.
BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNİ UYARIYORUM;
17 Ağustos Marmara ve 23 ekim Van depreminin yanına Gaziantep yazılması hiçte imkansız değil. Bu durumun gerçekleşmemesi için; Gaziantep Büyükşehir Belediyesinin, acil olarak İl bütününün ,mevcut veya yeni açılacak yerleşim alanlarındaki tüm tehlikelerin belirlenmesi, yerel zemin ve tehlike koşullarının yansıtıldığı haritaların üretilmesi amacıyla arazinin jeolojik açıdan modellemesi ile ilgili her türlü araştırma, analiz ve sentezleri içeren. Belirlenen arazi kullanımı ilkeleri doğrultusunda, afet risklerini en aza indirmek amacıyla yerel zemin durumunun dikkate alındığı afet tehlikelerini ortaya koyan büyük ölçekli (1/5000 veya daha büyük) afet tehlike haritaları olarak tanımlanan ve günümüzde tüm tehlike ve riskleri dikkate alan senaryolar ile kentsel yenileme ve dönüşüm planlamasına girdi sağlayan çalışmalar haline gelen mikro bölgeleme haritasını hazırlamalı ve belediyelerin imar ve kentsel dönüşüm alanlarını buna göre planlaması gerekmektedir.
METRO İHALESİ İÇİN BÜYÜKŞEHİR ŞAHİNBEY BELEDİYESİNİ UYARDI;
“Gar-Düztepe-Hastahane Hafif raylı Sistem (Metro) Hattının Uygulama proje ihalesi kapsamında büyükşehir belediyesi metro güzergahındaki tünel etkileşim alanında kalan tüm yapılar için müteahhitlerden ilçe belediyesine verilmek üzere , üniversitelerden Geoteknik rapor talep etmiştir.
Ancak şuanda mevcut hat üzerinde. Şahinbey belediyesi; tek bodrum zemin +5 katlı yapılar için bu raporu istememektedir. Ülkemizde sürekli olarak yanlış mühendislik çalışmaları neticesi; yapılar tahribata uğramakta akabinde can ve mal kayıpları olmaktadır. Bunun önüne geçilmesi açıcından kat adetine bakılmaksızın Şahinbey belediyesin tünel bina etkileşim raporunu istemesi gerekmektedir.
İLÇE BELEDİYELERİ ZEMİN ETÜD RAPORLARININ DENETİMİNİ YAPMIYOR;
Şuanda zemin etüd raporlarının yapımında eksiklikler var. Odaların denetleme yetkisinin elinden alınmasından sonra, Zemin etüd raporlarının ilçe belediyelerince denetlenmesi çok daha önem kazanmıştır. Ancak raporların denetlenmesi için ilçe belediyerinin imar müdürlüklerinde jeoloji mühendisi bulunmamakta. TMMOB Jeoloji Mühendisleri odasının 44 yıllık tecrübesinden faydalanılması bu konuda çok büyük bir önem arz etmektedir. Zemin etüd raporları olası bir afet durumuna karşın en az statik proje kadar önem arz etmektedir.
Tekirdağ-çorluda 07/07/2018 tarihinde 24 insanımızın hayatına mâl olan tren kazası , jeolojik-jeoteknik araştırmaların bize nekadar önemli olduğunu tekrar hatırlattı. Demiryolu güzergay seçiminde doğru yapılmış bir jeolojik çalışma bulunmuş olsa idi 24 insanımız hergüne yeni bir umutla uyanmaya devam edecekti.
İNSANLARI DEPREM DEĞİL BİNA ÖLDÜRÜYOR
Rahmetli Ahmet Mete Işıkara’nın meşhur bir sözünü hatırlatmak isterim ”insanı deprem değil bina öldürür” 17 ağustos depreminde gördüğümüz gibi insanlar plansız ve mühendislik hizmeti almayan yapıların çökmesi sonucu beton yığınlarının altında ezilerek can verdiler.
DEPREMİ UNUTMAYALIM
19 sene önce yaşanan depremi unutmayarak her an deprem olabilme ihtimali düşünülerek tedbir alınması gerekmektedir. Gaziantep heran deprem riskiyle karşı karşıya bunu unutmayalım.
Abone Listemize Kaydolun
inşaPORT Mail Aboneliği
Posta listemize abone olun ve e-posta gelen kutunuzda ilginç şeyler ve güncellemeler alın.
Abone olduğunuz için teşekkür ederiz.
Bir şeyler yanlış gitti.