Konut fiyatlarında balon olup olmadığı tartışması uzun bir süredir kamuoyunun gündemini meşgul ediyor. Yeni bir ev alma planı yapan vatandaş müteahhitlerin fiyatları yüksek tutmasından şikâyet ederken, gayrimenkul firmaları da konut fiyatlarının sanıldığı gibi fahiş olmadığını ve hatta maliyetine satış yaptıklarını dile getiriyor.
Durum böyle olunca da özellikle lüks konutlarda olmak üzere konut satışlarında durgunluk yaşandığı gözlenir oldu. Söz konusu tartışmanın taraflarından MESA’nın Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Boysanoğlu da, müteahhitlerin şu anda konutları maliyetine sattığı görüşünü paylaşıyor.
Boysanoğlu, fiyatların bu seviyeden aşağı düşmesinin de projeleri yarım bırakacağını söyledi.
Firmaların yaptığı kampanyalar üzerinden indirimlere gidilmesinin de sürdürülebilir olmayacağını belirten Boysanoğlu, “Firmalar halihazırda büyük indirimler, 60 ay 0 faiz gibi kampanyalar yapıyorlar. Bunun üzerinden indirimlere gidilmesi gerçekçi olmaz. Çünkü zaten geçen yıl maliyetlerde yüzde 20’nin üzerinde artış oldu. Maliyetlerdeki artış bu yıl da devam edecek. Maliyetlerde böyle bir artış yaşanırken firmaların bu tür indirimleri gerçekçi olmaz. Firmalar teslimatlarda sorun yaşar. Projeler yarım kalır” değerlendirmesinde bulundu. Müteahhitlerin mahal listesinde, daha düşük maliyetli ürünleri tercih etmesinin ev fiyatlarında avantaj sağlamayacağını belirten Boysanoğlu, “Mahal listesinden ne kadar kısılırsa kısılsın metrekarede 200 TL indirim sağlanır” dedi.
‘KAT KARŞILIĞI OLSAYDI BU FİYATLARLA SATAMAZDIK’
Müteahhitlerin ancak kendi arsası varsa fiyatları düşürebileceğini aktaran Erhan Boysanoğlu, “Arsa sahibiysen oyunu sürdürme şansın var. Biz Tema İstanbul projemizde arsa bizim olduğu için fiyatlarla oynayabiliyoruz. Yüzde 35 kat karşılığı olsaydı şu an sattığımız fiyatlarla satmamız mümkün olmazdı” dedi.
‘Bu oranlarla müteahhitler arsa almazlar’
Türkiye’deki konut projelerinin yüzde 90’ı kat karşılığı ya da hasılat paylaşımı modeliyle yapılıyor. Türkiye’de arsa bedellerinin yüksek olduğunu söyleyen Erhan Boysanoğlu, “Biz ulaşılabilir konut fiyatları istiyorsak önemli olan arsa fiyatlarının düşmesi. Yüksek arsa bedelleri hem müteahhit için hem de konut alıcıları için sıkıntı yaratıyor. Ancak önümüzdeki dönemde müteahhitler, yeni projelerinde bu oranlarla arsa almayacakları için, arsa fiyatları da düşecek. Öte yandan projelerdeki konut satışları düşer ve müteahhitler de fiyatları geriye çekerse o noktadan itibaren arsa sahibi de payını düşürmeye razı olacaktır. Çünkü, öbür türlü, yüzde 50 oranla verdiği yerde konutların satılmasını 5 yıl bekleyecek, oranını düşürünce konutlar iki yılda satılacak. Parayı daha fazla değerlendirme şansı olacaktır. Bir iki yıl içinde arsa fiyatlarında düşüş bekliyorum” dedi.
‘Dönüşümle akıllı şehirler yapılmalı’
TÜİK verilerine göre, Türkiye’de 2023 yılına kadar kentleşme oranı yüzde 84’lerin üzerinde olacak. Yani 84 milyon kişinin şehirlerde yaşaması bekleniyor. Hal böyle olunca da güvenlik, ulaşım gibi bir dizi sorunu çözebilmek için teknolojiye büyük görevler düşecek ve akıllı şehirler ortaya çıkacak.
Erhan Boysanoğlu, kentsel dönüşümün akıllı şehirlere geçmek için büyük bir fırsat olduğunu belirterek, “Devlet alan bazlı, büyük ölçekli alanlarda yapacağı kentsel dönüşümlerle akıllı şehirler inşa edebilir. Örneğin Kanal İstanbul çevresi bunun için çok iyi bir örnek. Böylece ileride de yaşam kalitesi yüksek, ekolojik ve her alanda tasarruf sağlayan şehirlerde insanlarımız yaşayabilir” diye konuştu.
‘Gayrimenkul sektörü sürdürülebilir olmalı’
Türkiye gayrimenkul sektörünün sürdürülebilirliğinin önemine vurgu yapan Erhan Boysanoğlu, konut KDV’sinde adil ve standart uygulamaya geçilmesi, sektöre ilişkin sağlıklı ve detaylı data üretilmesi, arazi sorununun giderilmesi, yeni imar düzenlemesi ve ilgili birçok detayın, bir bütün olarak ve sektörün sürdürülebilirliği açısından ele alınması gerektiğini belirtti. İnşaat sektörünün ekonominin lokomotifi olduğunu dile getiren Boysanoğlu, “Sektörümüz, 200’ün üzerinde alt sektörü besleyen bir sektör. 2 milyona yakın istihdam sağlıyor ve çarpan etkisiyle genel ekonomiye hareketlilik getiriyor. Yani ülkemizin için lokomotif bir sektör. Türkiye’de yaklaşık 6 milyon konutun, depreme karşı yenilenmesi gerekiyor. Bununla birlikte ülkemizin demografik özelliklerinden kaynaklanan yıllık 500-600 bin konut ihtiyacı bulunuyor. Diğer bir deyişle Türkiye gayrimenkul sektörünün yerine getirmesi gereken zorlu, uzun vadeli ve böylesine önemli bir misyonu da var” dedi.
Abone Listemize Kaydolun
inşaPORT Mail Aboneliği
Posta listemize abone olun ve e-posta gelen kutunuzda ilginç şeyler ve güncellemeler alın.
Abone olduğunuz için teşekkür ederiz.
Bir şeyler yanlış gitti.