2018 yılı TÜİK verilerine göre İstanbul ilinin nüfusu, ülkemizin toplam nüfusunun yüzde 18,4’ünü oluşturmaktadır. Nüfus yoğunluğunun çok olması şehir trafiğine de aynı oranda etki ediyor. Belkide çoğumuz İstanbul’u bu nedenle sevemiyoruz.
Peki, araç yoğunluğu olarak İstanbul ne durumda? Trafiğe kayıtlı araç sayılarına baktığımızda, 2018 yılında İstanbul’daki motorlu taşıt sayısı 3,6 milyon, tüm illerdeki kayıtlı araç sayısı da 22,7 milyon civarındadır. Bu rakamları oranladığımızda, İstanbul’da bulunan araçların oranı yüzde 15,6 gibi çok yüksek bir değerde olduğunu görüyoruz.
Bir de karayolu uzunluğuna bakalım. Karayolları Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre 2019 yılı itibarıyla İstanbul ilindeki devlet ve il yollarının; asfalt yolu 362 km, diğer malzemelerle yapılan 84 km ve bölünmüş yol uzunluğu da 299,5 km; tüm illerde ise, asfalt yolu 61.256 km, diğer malzemelerle yapılan 2.621 km ve bölünmüş yol uzunluğu da 22.271,3 km olmaktadır. Asfalt yol uzunluklarını oranladığımızda, İstanbul’daki oranı binde 6 civarında olduğunu görüyoruz. Yani araç yoğunluğu en yüksek olan İstanbul ilimizin yeterli yolu bulunmuyor. İşte İstanbul trafiğini çekilmez hale getiren en önemli sebeplerden biri de budur. Peki ne yapılmalı?
Çoğu kişi bu konuda toplu taşıma hatlarının artırılması diyor. Ama gelişen bir ülkede bu tek başına yeterli olmaz. Çünkü insan yoğunluğu bu kadar yüksek ve yüzey alanı buna karşın çok az olan bu ilimizde farklı çözümler değerlendirilmelidir.
Tabloda İstanbul iline ait nüfus ve ülkemizdeki otomobil sayılarının 2000 yılından günümüze kadarki sayısal değişimi verilmiştir. Her iki veri de neredeyse sabit bir oranda artış gösteriyor. Peki, artışların bu şekil devam ettiğini kabul edersek; 2030, 2040 ve 2050 yıllarında nasıl sorunlarla karşılaşacağız?
İstanbul’un nüfusu 2030’da 18 milyon, 2040’ta 20,4 milyon ve 2050’de 22,8 milyon olması beklenebilir. Ancak taşıt sayısındaki artış buna göre daha hızlı oluyor. 2030’da 2 katına, 2040’ta 3 katına 2050’de ise 4 katına çıkabilecektir. Bu artışlar nedeniyle birçok ülkede alternatif çözümler araştırılıyor. Geçenlerde The Engineer sitesinde okuduğum bir makalede tam da aklımdaki çözümün araştırıldığını gördüm. Bu çalışma, Nottingham Üniversitesinde Prof. Saffa Riffat önderliğinde yapıldı. Araştırmada ön plana çıkanlar;
– Dünyadaki kullanılan araç sayısının 2040 yılında 2 milyara ulaşacağı bekleniyor,
– Yeraltı yolu kar, buz, rüzgar ve yağmur gibi hava koşullarından etkilenmeyecek,
– Araçların sabit bir hızla hareket etmesi sağlanacak ve yakıt verimliliği artacak,
– Yayaların ve bisikletlilerin hareket güvenliği artacak,
– Kentsel alanlarda gürültü kirliliği azalacak,
– Araçlardan salınan karbondioksit kanal içinde toplanıp tarımda kullanılabilecek,
– Taşıt kaynaklı çevre kirliliği engellenecek
İstanbul’a her gidişimde aklımdan bu sistem geçiyor. Neden İstanbul’daki yolların altından yeni yollar geçirmiyoruz? Sizce de İstanbul’un yoğun trafiğine çözüm olmaz mı?
Yeraltına yapılacak yollara yeni eklentiler yapılarak altyapı hatlarına da ulaşım kolaylaşabilir. Bu şekilde altyapıdaki sorunlara daha hızlı ulaşabilir ve çözüm üretebiliriz.
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Saygılarımla,
Abone Listemize Kaydolun
inşaPORT Mail Aboneliği
Posta listemize abone olun ve e-posta gelen kutunuzda ilginç şeyler ve güncellemeler alın.
Abone olduğunuz için teşekkür ederiz.
Bir şeyler yanlış gitti.